Şeyh Yahya Efendi, 1495 yılında Trabzon’da doğdu. Babasının adı Amasyalı Kadı Ömer Efendi, annesinin ki ise Afide Hatun’dur. Kanuni Sultan Süleyman Han, Yahya Efendi’nin annesinden süt emmesi sebebiyle Yahya Efendi’nin sütkardeşi oldu. Bu sebeple, Kanuni Sultan Süleyman Han, ona ‘’Ağabey’’ diye hitap ediyordu. Şeyh Yahya Efendi, ilköğrenimini Trabzon ‘da zamanın velilerinden Müfti Ali Çelebi ‘den aldıktan sonra İstanbul ‘a gelir. Yavuz Sultan Selim Han ve Kanuni Sultan Süleyman Han devirlerinin büyük âlimi Zenbilli Ali Efendi’nin talebesi olur, onun derslerinden büyük ölçüde istifade eder. 1526 senesinde Canbaziye Medresesi’nde müderris olarak tedris vazifesine başladı. Müderrislikte emekli edildikten sonra inzivaya çekildi. Beşiktaş ‘ta satın aldığı, bugünkü türbe ve mezarlığın bulunduğu araziye bir ev ve mescid, daha sonra evin etrafına medrese, hamam ve çeşme yaptırdı. Tekkesi çok ziyaret edilen bir yer idi. Bilhassa denizcilerin sefere gidip döndüklerinde, mutlaka tekkeye ziyarete gelmeleri adettendi. Şeyh Yahya Efendi 1570 yılında, Kurban Bayramı gecesi vefat etti. Cenaze namazını, bayram namazına müteakib Süleymaniye Camii’nde devrin Şeyhülislamı olan Ebussuud Efendi kıldırmıştır.
Kanunî Sultan Süleymân Hân, Yahyâ Efendi’nin pek yüksek bir zât olduğunu, Hızır aleyhisselâm ile görüştüğünü bilir, kendisini de Hızır aleyhisselâm ile görüştürmesini isterdi. Aralarında geçen bir menkıbe şöyle anlatılır:
Kanunî, bir gün kayıkla Boğaz’da gezmeye çıkmıştı. Ortaköy hizasına gelince kıyıya yanaşıp, bir adam göndererek Yahya Efendi’yi çağırttı. O da yanında bir ahbabı ile gelip kayığa bindiler. Birlikte giderlerken, Yahya Efendi’nin ahbabı, devamlı olarak Kanuni’nin parmağında bulunan çok kıymetli bir yüzüğe bakıyor ve bu bakış dikkati çekiyordu. Kanunî bu hâli fark edince, parmağındaki o kıymetli yüzüğü çıkarıp; “Buyurun, daha yakından iyice bakıp inceleyebilirsiniz” dedi. O zât yüzüğü aldı. Evirip çevirdikten sonra, denize atıverdi. Yahya Efendi hâriç, kayıkta bulunanlar çok hayret ettiler. Bir müddet gittikten sonra, o zât inmek istediğini bildirince, kayık kıyıya yanaştı. O zât, ineceği sırada denizden bir avuç su alıp Sultan’a uzattı. Avcundaki suda, biraz önce denize attığı yüzük vardı. Yahya Efendi hâriç, kayıkta bulunan herkes, yine çok hayret ettiler. Kanunî, elini uzatıp yüzüğü alınca, o zât birdenbire gözden kayboluverdi. Kanunî, Yahya Efendi’ye dönüp; “Ağabey, neler oluyor?” dedi. O da; “O gördüğünüz Hızır aleyhisselâm idi” dedi. Bunun üzerine Kanunî; “O hâlde bizi niye tanıştırmadınız?” deyince, Yahya Efendi “O kendini tanıttı. Ama siz tanımakta geç kaldınız” buyurdu.
MEKAN: EMİNE GÜNER
Emine Güner Hanımefendi 4 Haziran 2017 tarihinde Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Allah ondan razı olsun, mağfiretiyle muamelede bulunsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder