19 Haziran 2017 Pazartesi

KENDİNİ BİL

İlim ile ilgili bir yazı yazmak düşüncesiyle bulunduğum süre zarfının çok keyifli geçtiğini itiraf ederek söze başlamak isterim. Herhangi bir sözcük ile karşılaşsam ilk yaptığımın kendi içimde sözcüğü sorgulamak olduğu ve sorgulamanın sonuçlarını evirip çevirmek olduğu bilinir. İlim üzerinde de haliyle aynı aşamaları başlatmış oldum. Elde ettiğim naçizane görüşlerimi ise yazmayı ümit ediyorum.

İlk anda gelen sonuç Yunus Emre’nin dörtlüğü oldu: İlim ilim bilmektir/İlim kendin bilmektir/ Sen kendin bilmezsen/ Ya nice okumaktır. Yunus Emre ile bu vesile sonucunda karşılaşmak kendi açımdan heyecan verici oldu.

(Sorgulama işlemi devam ederken âdetimdir Kubbealtı akademinin sözlüğünden bir de ilim yazarak arama yaptım -paralel arama denebilir içimdekine.- Sözlükte verilen misal ile alıntılayarak yazdığım dörtlük aynıydı.)

İlk sonuçtan sonra Yunus Emre ne demiş olabilir diye düşündüm. Her zaman yalın ama basit olmayan manidar kelimelerle tarif ediyor kavramları üstad. Kendini bilmek olarak belirttiği ilim, benim de üzerinde yoğunlaşmak istediğim noktadır yazının müsait bir bölümünde.

İkinci olarak gelen sonuç ilim niyetiyle çıkılan seferler. Pek çok defa duyduğumuz, denk geldiğimiz yani aşikâr olduğumuz o güzel cümle: “İlim Çin’de dahi olsa gidiniz.” Ne kadar geniş bir ufuk! Ancak derinlemesine bakınca fark ediliyor Çin. Bu sonuç ise seyahatname okuma isteğimi hem hatırlatmış hem de pekiştirmiş oldu.

Üçüncü olarak ise ilim ve bilim karşılaşması yaşandı zihnimde. Uzun uzadıya anlatarak değil daha öz bir şekilde anlatmak için yazdım: Biz bize olunca kurallar hükümsüz, işler etik dışı / Onla olunca bizler kurallı, işler ahlaklı.

Ve birçok sonuç yaşandı daha...

“Kendini bilmek” için yoğunlaşmak istediğim nokta diye işte şimdi gelmiş olayım, buyurun:

Kendini bilmek; biyolojik özelliklerinin, sosyal özelliklerinin, psikolojik özelliklerinin farkında olmak, bu özellikler ile beraber bulunduğun çevreyi tanımak ve anlamak ve çevreyi cevaplayabilmek.

Kendini bilmek, yol alması gerektiğine inanan, yolculuğu için gerekli hazırlıkları yapan, yolculuğunun ortak hedefine varmak üzere olan rotalardan birini seçebilen, rotasına destekleyici çevre geliştiren, rotası üzerinde durması gereken meseleleri bilen, yaşaması gereken hadiseleri yaşayan, rotasına sadık olan, menzile varmadan rotadan çıksa bile isyan etmeyen…


Kendini bilmek bir başlangıç, nerede olduğunu anlamak, kim olduğunu öğrenmek, ne yapmak gerektiğini düşünmek, sorumluluğunun farkında olmak ve makul bir şekilde yaşamak…

Kendini bilmeyi anlatan eserlerden bildiklerimi haddim olmamasına rağmen basit bir cesaret içerisinde paylaşmak isterim: Kendini Arayan İnsan - Rollo May, Hz. İnsan - Dücane Cündioğlu, İnsanın Anlam Arayışı - Viktor Frankl, Aynadaki Yalan - Necip Fazıl, Yalnızız - Peyami Safa.

(Yazdığım kitaplar hatırlatmış oldu ki katre ile tarifi mümkün olsa deryada yerimiz ne kadar seviniriz anlatılmaz.)

Kelime kalabalığı yapmamış olmayı diler ve yine ilk sonucuma sadık kalmak isterim. İlim, Yunus Emre’nin dörtlüğünden açıklanıyor benim içimde yazarken de anladım.

Kendimizi bilelim, bu bizi bir araya getirecektir, çalışmamıza vesile olacaktır ve bunların toplamı ise ne kadar çabuk başlarsak o kadar güzel neticeler alacağımızı açıklayacaktır.

Bir bahis, gelen sonuçlar ve gelecek ümidi…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder