Ne siyah, ne beyaz ile açıklanamayan şeyler
vardır değil mi içimizde, dışımızda, sokaklarımızda, aramızda.
Peki, gri bunları karşılar mı bilemiyorum.
Gri aslında bu açıklanamayan ya da ortası bulunamayan iki durumda bize bir
şeyler sunar mı bilemiyorum.(çokça şey ve bilemiyorum kullandığımı biliyorum).
Nedir gri peki? Gri, ne salt senden ne salt benden ikimizden de mi demektir acaba. Diyelim böyle bir tanıma sahip gri. Bu tanım ahlaki olur mu bilemiyorum.(çokça soru sorduğumu biliyorum)
Gri, beyazı ve siyahı bir arada
barındırmaktır desek peki nasıl olur? Bir arada yaşama tecrübesi aslında pek
kıymetli ve pek özlenendir ve gri bunu sağlıyorsa hasretimizi gidermiş olur mu
bilemiyorum.(bir arada barınamadığımızı biliyorum)
Renkler ile uğraşanlar/uğraşmayanlar, üzerine
çalışma yapanlar/yapmayanlar bilirler ki gri beyaz ve siyah arasıdır.
Ortadadır. İtidaldir. Optimumdur. Gri ikidir desek olur mu? Ama ikinin olduğu
yerde bize geleneğimizin bahşettiği bir bilgi vardır ki ihtilaf olur eğer
aralarında biri baskın olmaz ise. O zaman gri ikidir önermesinde iki kim bir
kim?
Aynı günleri, aynı dakikaları, aynı
ekranları, aynı kartları diye uzayan ve başına aynı alıp yanına ne gelirse
gelsin sorun teşkil etmeyecek bir bağlamın paydaşlarıyız. Ve bu bağlam bize
ikinin ve birinin ne olacağını dayatıyor aslında değil mi? İki beyaz bir
siyahtır yani baskın siyah diğeri beyaz.
Peki, – ikinci paragrafa da peki ile
başlamıştım- artık ikinci bir tanım yapmaya gerek var mıdır? Bu bağlamın
aynılığında rahatsız olanların hala yaşadığını bilmenin mutluluğu ile yaşayan
kişiler var oldukça gerek vardır ki bu kişiler inanıyoruz ki son ana kadar olacak
ve ikinci bir tanıma hep gerek vardır diyecekler.
Gri ikidir ama baskın olan beyaz diğeri iki siyahtır. İşte yazının
sıralama gereği ikinci ama bağlamın aynılığından sıyrılmış kişiler için birinci
daha güzel ifade edecek olursak hakiki tanım budur.
Kapatalım bahsi ama şunu ilave edelim Gri ancak beyazı hedefleyenler için anlamlıdır yoksa gri arada kalmışlıktır, siyahı kabul etmişliktir, beyazı unutmuşluktur.
Deneme: Hasan Remzi Eker
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder