12 Eylül 2016 Pazartesi

MUTLUYUM ÇÜNKÜ

Mutluyum çünkü efendimizin hadisi geliyor aklıma. Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor: “Kim Allah Teâla yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar.” Hele bu oruç ramazan ayında tutulursa gerisini siz hesap edin.

Oruç ibadetlerin şahı, oruç ibadetlerin tacı… Mükâfatını riyadan, gösterişten uzak RABBİMİZ’ den beklediğimiz ibadet. Zaten öyle değil mi diye düşünebilirsiniz lakin düşününce bulunduğumuz ahir zamanda zenginliklerini artırmaktan başka gayesi olmayan ruhsuz insanların, makam mevki para uğrunda ibadetlerini ALLAH rızası için değil kulun gözünü boyamak, kula kulluk etmek için yapanların sayısı artmış durumda.

Oruç kimsenin gözüne girmek veya kuldan alınacak zenginlik uğruna değil Rabbimiz için yapılan en net ibadettir. MUTLUYUM ÇÜNKÜ ibadetimi yalnız ALLAH YOLUNDA yapacağım, mükâfatını ise yalnız O’ndan bekleyeceğim günler, çok yakında.

Oruç sadece bir ibadet değildir. Oruç ibadetlerin ötesinde hayatı anlama kılavuzudur. Zenginlerin fakirleri, tokların açları anlamasını sağlayarak toplumda paylaşma bilincini oluşturur, birlik beraberliği, dayanışmayı artırır, Müslüman olma bilincini güçlendirir. Hem Efendimiz buyurmuyor mu “Komşusu açken tok yatan kimse bizden değildir.” Zinadan, fitneden, alkolden, kumardan… Kör olan nefsimizi, kararan gönüllerimizi açmamızı, aç yatan aç kalan kardeşlerimizi düşünmemizi sağlar.

Kendini medeni sayanların/sananların midesi boş, gözü tok, yüreği mangal gibi kardeşlerimin ağız kokusundan rahatsız oluyorlarmış, bırakın olsunlar. O kokular cennette misk kokusundan güzel olacak, o kokuya sadece oruçluların gireceği Reyyan kapısında şahit olunacak. Bırakın rahatsız olsunlar. Bizi biz yapandan vazgeçmedikçe, bu dünyada hep iyiliğe dair şeyler var olacak. Sahih bir hadiste Efendimiz Sallallahu aleyhi ve Sellem “Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez.” Buyurmuyor mu?

Ah ne güzel bir ibadet, ne kutlu bir müjde: Allah rızası için aç kalan kardeşimin ağız kokusundan rahatsız olan medeni! İnsanlar duyun arşa yükselen bu sesi, görün bu kıymetlilerden daha kıymetli olan hazineyi, sizin tiksindiğiniz o kokunun sahibi güzel kardeşimin şahsına tesis edilmiş bir kapı var, sadece onun girebildiği sadece ona ait olan.

Mutluyum çünkü “Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur.” Buyuruyor efendimiz. Bu hadisi Ramazan’da o kadar bariz bir şekilde görüyoruz ki. İnsan günahlardan o kadar uzak, günahlardan o kadar korunmuş oluyor ki. Ramazan geliyor diye insan niye sevinmesin. Yine bir hadiste şöyle buyuruyor efendimiz: “Ramazan ayının gelmesine sevineni, Allah, kıyamet gününün korkusundan muhafaza eder.” Ben içten içe Ramazan geliyor diye seviniyorum. Allah Azze ve Celle beni bundan dolayı bile cehennem azabından koruyorsa ne mutlu bana. Ben mutluyum tabiki. Böyle bir Rabbe iman ettiğim, böyle kutlu bir elçiye ümmet olduğum için.


Ayrıca, “Recep Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan ümmetimin ayıdır.” Diyen Efendimizin bize atfettiği bu ayı değerlendirmemiz gerekir. Efendimizin bir hadisi de benim tüylerimi diken diken ediyor ve beni çok korkutuyor: “Ramazan girip çıktığı halde günahları affedilmemiş olan insanın burnu sürtülsün. Anne ve babasına veya bunlardan birine yetişip de onlar sayesinde cennete girmeyen kimsenin de burnu sürtülsün. Ben yanında zikredildiğim zaman bana salat okumayan kimsesinin de burnu sürtülsün!” Allah bizi Ramazan’ı değerlendiren, Ramazan’dan istifade eden kullarından eylesin inşaallah. Ama bizim merhametli Rabbimiz bizi affetmek için her zaman bir sebep arar. Ramazan Ayı aynı zamanda bir günah törpüsüdür. Yine başka bir hadiste “Beş vakit namaz, bir cuma namazı diğer cuma namazına, bir Ramazan diğer Ramazana hep kefarettirler. Büyük günah irtikab edilmedikçe aralarındaki günahları affettirirler.” Buyruluyor. Bu hadis bana moral veriyor ve ne kadar günah işlesem de tevbe ettiğim takdirde affedileceğimi bana hatırlatıyor. Bu yüzden mutluyum. Allah hepimize Ramazan Ayını idrak edip en hayırlı şekilde istifade edip, affedilmeyi nasip eylesin. Şu hadise değinmeden yazıyı tamamlamak büyük eksiklik olur. Hazreti Muhammed Mustafa Sallallahu aleyhi ve Sellem efendimiz şöyle buyuruyor: “Ramazan'da orucunu tutup da Şevval'den de altı gün oruç tutan kimse bütün sene oruç tutmuş gibidir.” Bu hadisi ufak bir matematik hesabıyla kolayca anlayabiliriz. Otuz gün tuttuğumuz Ramazan orucunu Allah en az on misliyle mükâfatlandıracağından üç yüz gün yapar. Şevval ayında da altı gün tutacağımız oruç altmış güne tekabül edeceğinden bir yılı tamamlamış oluruz. Allah hepimize Ramazan orucunu tutup üstüne Şevval’de altı gün daha tutmayı nasip etsin inşallah. Selam ve dua ile...


Deneme: Gürkan Kara

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder