30 Mayıs 2017 Salı

TAM YÜREĞİMİN ORTASI: TANZANYA

İçinde yapmacık şehirler kuran batılı insana inat kendi olan insanların kıtasında bir ülke Tanzanya.

Oruç gibi içimde uzun bir yolculuktur Afrika,

Afrika’da her şey aslında içinize olup bitmektedir.

Zihnimizde bir Afrika var hepimizin

Bir de gidilesi bir Afrika

Afrika’da bizden izler bulmak;

bizim içimizdeki Afrika’da bir şeyler hatırlamakla aynı şey olsa gerek



Tanzanya gidilesi bir ülke

Uzun ve yol demek

İçine girdikçe derinleşen bir ülke

İçinde yapmacık şehirler kuran batılı insana inat kendi olan insanların kıtasında bir ülke Tanzanya.

….

Afrika’da ‘kendi olmak’ ne kadar da zor

Açlık demek susuzluk demek

Yürümek demek

Sahi yürümek ne demek?



Bir kıta düşünün saatlerce yürüyen

Günlerce ve aylarca

Bir ömür boyu yürüyen insanlar Afrikalı

Bir ekmek için onlarca kilometre yürümek

Ve tekrar toprağının başına dönmek

O toprak ne verirse onu satabilmek



Toprak evler gördüm yürüyen insanları hızla giden araçtan takip ederken, önce yürüyenler sonra arkada, fonda toprak evler.

Düşünsenize sahip olduğunuz ağaç iskelete sıvanmış toprağa sahipsiniz ertesi günü yemek stoku yapamayacağınız elektriğin olmadığı koltuğun kanepenin iğreti durduğu

Böyle bir evde dünyaya gelinse aklınızı kullanarak kendinizi aşma şansınız ne olurdu acaba?

Ben bunu başarmış bir Recep tanıyorum, görseniz siz de tebessümünden tanırsınız. Öğretmen olacak seneye. Arkadaşları ona ‘Black Recep’ diyorlar. Malum, bir ton koyu renkli olmak; dişlerinizin daha beyaz olması demek. Receb’e “White Recep” diyemedim kendi dişlerim engel oldu bu lakabı ona vermeye. O da memnun zaten siyah olmaktan. Ülkesini anlatırken içten konuşmasından anladım kendisi ile sorunu olmadığını.

Düşünsenize hiçbir şeysiz bir evden başlayan bir tecrübe ile muallim olarak hayata başlamak… Afrika demek yokluktan çıkan imkân demek.

Yolda yaşamak nasıl bir duygu acaba? Yüzlerce insan gördüm yol kenarında kendi için hazırladığı eşelenmiş bir toprak parçası içine yerleşmiş uyumaya çalışan eli açık dilenen

Yüzlerce evsiz…

Evsiz olmak ne demek?



Düştü aklıma gece ve gündüz yürümek

Issız ve yol boyunca yürüyenler



7 saatlik uçakla gidilen bir ülkede gece dörtte yolda iş için, aş için insanlar gördüm.

Bizim aracımız rahattı ve şoföre “Air kondecion aç” komutu verebiliyorduk. Çünkü sıcaktı, gecesi de bir o kadar soğuk. Tedbirli olduğum için şanslıydım. Sarıldığım hırkam kapadığım gözlerimin içine giren o yürüyen insanlar ayakkabısız…

Mümkün mü uyku? Araç aralıksız yolda mola yok çünkü yer yok. Şoför için sorun yok doğal şekilde yola uygun kendi için kaçamak yaparken bana uygun hizmet aramak ne kadar sömürüye uygun bir düşünce idi. Hemen sıyrıldım. Onların misafiriydim. Ne ikram ederlerse onunla yetinecektim. İlkin akbaba görmek demekti ikram; şempanze, sırtlan, antilop ve bir zürafa ağırladı beni.



Siz hiç şeker çikolata görmemiş çocuk gördünüz mü?

Hele ambalajını açmadan yemeye çalışmasını

İnsan hemen öğretmen oluveriyor önce açıp atıyorsunuz ağzınıza sonra onlar

Ağzınızdaki tat yüz binlerce kez yenmiş şekerden değil karşınızdaki yüzlerden gelen tebessümün sizdeki etkisi

Giderseniz kara kıtaya bol şeker götürün ne olur…



Hele günbatımı, fotoğraf için inanılası değil.

Gülen yüzler görmek buranın en büyük tatlı ikramı olsa gerek her taraf çocuk her taraf tebessüm.

Acaba var mıdır bir Osmanlı mezar taşı, bir suyolu kalıntısı? Ben kuyu görmeye gittim, insanları saatlerce su için yürümekten kurtaran kuyular gördüm. Kalabilseydim de keşke, köy köy arasaydım. Medeniyetin uzantılarını birileri için başlangıç olur mu bu nokta acaba?

GEZİ: ZAFER SÖĞÜT

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder