İktidar yanlısı babanın devlet karşıtı oğlu olmaktır. Rabbe inanıp evrimi kabul etmektir. “Dünyayı sen mi kurtaracaksın?” geyiklerine maruz kalmaktır. Arada kalmak mantığın pek de önemli olmadığı konularda mantık aramaktır. Arada kalmak devrimin kahramanı olup ülkeden kovulmaktır. Tanımadığın insanların derdine düşüp Afrika dâhil özgürlük kovalamaktır. Arada kalmak ‘c’ değil, ‘d’ değil Che olmaktır. Arada kalmak her gece yatmadan önce unutmaktır. Günlerce ağlamak isteyip ağlayamamaktır. Sevsem sana yazık sevmesem incinirsin durumudur. Ne yardan vazgeçebilmek, ne de yarın olabilmektir. Âşık olup sevememek, bazen hayatını bir aptala endekslemektir. 'Bizler' dediğin kişilere ne kadar uzak, 'onlar' dediğin kişilere ne kadar yakın olduğunu fark etmektir.
Arada kalmak durmadan, dinlenmeden ama arkana baka baka kaçmaktır. Ana-avrat söverken centilmenliği elden bırakmamaktır. Muhteşem Yüzyıl’la Diriliş arasında kalmaktır. “Bu durumda” demek, “geç de olsa” demek, “keşke” diyememektir. Umudu kesmişlikten samimiyet ummaktır. Günlük yazmaya üşenip kamerayla monoloğa girmektir. Arada kalmak deli kafasıyla dört sene boyunca adı değişik hapishanelerde ‘okumak’tır. Kırk gün devamsızlık yapmaktır. Her günün perşembe olmasıdır. Arada kalmak büte girmeyip alttan almaktır. Organik dersinde fanzin için yazı yazmaktır. Klasik müzik çalan yerde bir yandan da Azer Bülbül dinlemektir. Arada kalmak to be mixed up in an affair ile البقاء معا arasında kalmaktır. Sigaradan uzak durup beyni uyuşturacak başka şeyler bulmak, hırsını toptan çıkartmaktır. Arada kalmak atlamak için pencereye çıkmak, ruhunu orda bırakıp yemeğe inmektir. Çocuk denecek yaşta ihtiyar hastalığına yakalanmaktır. Tüm insanları sevebilecekken birkaç tanesi yüzünden çoğundan nefret etmektir. İyi arkadaş, kötü sevgili olmaktır. Arada kalmak sevip sevmediğini artık çok da kafaya takmamaktır. Kadın olup ne "erkek gibi kadın" ne de "Klasik Türk kadını" olmaktır. Anne olmaktır. Arada kalmak müzik olmadan yaşayamamaktır. Bir kardeş selamında seni aramaktır. Metrisin önünde durmak, kafama sıkıp gitmektir. Acı çekip özgür kalmak, bir acayip adam olmaktır. Fırtınadan arta kalan bir teknede tevekkül içinde yaşamaktır. Bir cebinde “Das Kapital”, bir cebinde kenevir tohumu taşımaktır. Bob Marley’i “no woman nitekim no cry” diye anlamaktır. Arada kalmak, kalmak isteyip kalmanın bedelini ödemeye gücü yetmemektir. Çocukken oynadığımız zamanlara gitmek istemek ama işlerin değiştiğini fark etmektir. Her günü ölecek gibi yaşamaktır. Genç olmak, aptal olmak fakat bir kalbe sahip olmaktır. Birbirimize vitaminler, moraller vermektir. İçimizdeki şeytanlara zülfikarlarla saldırmaktır. Martıları bile mahzun bırakmak, onları bile ağlatmaktır. Tövbe edip, gene bozmaktır. Lord of the rings ile Hobbit arasında kalmaktır. Kola ile ayran arasında kalmaktır. Arada kalmak, anneni mi çok seviyorsun, babanı mı? Sorusuna muhatap olmaktır. Ayrılsak da ölsek de yalnızlıktır. Arada kalmak hiçbir zaman ağlayamamak, istemeden güçlü olmaktır. Kimseye suç atmamak, suçu yarada aramaktır. Arada kalmak bir nevi savunma mekanizmasıdır, acı çekmekten ya da yüzleşmekten korkmanın bir başka biçimidir. Arada kalmak hiç bir yerde olamamaktır. Arada kalmak pişmanlıktır.
Deneme: Halim Tatlı


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder